NAMAZ
Namaz allah’a karşı şükür, saygı ve O’nun adını anmaktır. Bilindiği gibi bu günkü kılınan namaz Hz. Muhammed’e Miraç’ta bildirilen namazdır. Erkek olsun kadın olsun Müslüman olanlar tarafından günde zaman dilimleri halinde beş kez ifa edilen ibadettir. Abdestli olarak tekbir ile başlar,belli sureler ve ayetlerle dua edilerek selam ile sonlanan farz ibadetidir.
Namazın başlangıcı abdestir dedik. Abdest dış organlarımızın dış etkenlere karşı açık olmasından dolayı o uzuvlarımızın yıkanıp temizlenmesi işlevidir. Bahse konu bu organlar el ,yüz, ayak ve başımız sayıla bilir.
Namaza durmak kıyam,rüku ve secde namazın uygulanmasında Allah’ın huzurunda saygıdır. Bu da abdest alınarak huzura temiz saygılı durmaktır. Burada kısaca abdesin Kur’anda Maide suresinin 6 cı ayetinde bahsedildiğini belirtirken dört ana uzvumuzun yıkanacağını belirtmekte fayda var.
1-Yüzü yıkamak.
2- Elleri dirseklere kadar kolları yıkamak.
3-Başın dörtte birini mesetmek.
4-Topuklarla birlikte ayakları yıkamak. Suretiyle yapılan temizlik. Arapça el suyu manasına gelen abdest fiziksel nötrleşmek için bazı organları ıslatmak sıvazlamak manasına gelir.
Namaz bir farz ibadeti dir. Allah’ın kullarına yerine getirilmesinin emredildiği kati emirdir. Kur’anda namaz Nisa suresinde << Şüphesiz namaz, müminlere, vakitle belirlenmiş olarak farz kılınmıştır.>> Bakara suresinde << Namazlara ve orta namaza devam edin ve Allah için boyun eğerek kalkıp namaza durun. >> Yine Nisa suresinin 101 ve 102 nolu ayetlerinde de namaz bahsi yer almaktadır.
Namaz bütün şeriatlarda vardır. Ama beş vakit namaz miraçla emrolunmuştur. Yani o zaman namazlar farz olunmamıştı. Mesela Hz. İbrahim Hicaz güvenliği için dualarında namazdan bahseder.Hz. Lokman oğluna namazı emretmiştir. Yine Hz.Musa ‘dan Allah Tur dağında namaz kılmasını istemiştir.
Kur’anda namazın nasıl eda edileceği anlatılmaz. Sadece farz kılındığı belirtilir. Kur’anda rüku (Eğilme) secde (yere kapanma) gibi hususlardan söz edilir. Bu günkü eda şekli Hz. Muhammed’ten günümüze kadar intikal eden onun uygulamalarıdır.
Namaz dinimizce erkek kadın ayrımı yapmadan her müslümana kati emir (farz) olduğu en büyük ibadetlerden olduğu bir vakıadır.
Diğer dinlerden Hıristiyanlıkta zamanla mezhep anlaşmazlıkları içine düşülmüş hatta din savaşları hüküm sürmüştür.Dinde reformlar meydana gelmiş din kitabı olan İncil şahıs yazması kitaplar haline dönüşmüştür.İncilin içine bir çok ilave görüş ve düşünceler sapkın fikirler ve ilaveler yerleşmiştir. İncilleri yazanlara göre adlar verilmiştir. Markos incili,Luka incili, Barnabas incili ve Yuhanna incili gibi.
İçinde bulunduğumuz asırda İslamiyette aynen bu durumları yaşamaktadır.Kendisini aydın,bilgin din adamı sayan bazı ülama geçinen kendini bilmezler,cemaat,tarikat adı altında dini konulara ilaveler ve eksiltmeler yapmaktadırlar. Dinin gerçeklerini bırakıp kendi sapkın ideolojilerine göre fetvalar vermekteler. İyiki şimdilik bu sapkınlıklar kutsal kitaba Kur’ana girmiyor.
Din Kur’an ve peygamberine göre konuşulur ve anlatılır.Katiyetle mezhep , tarikatve cemata göre değil.Sapkın kişilere bakınız Alevilik,Vahabilik, Ehl-i sünnetçilik, Hanefilik, Şafilik,Malikilik ve Hambelilik adı altında dini anlatmıyorlarmı? Din Allah’a ve gönderdiği kıtaba göre anlatılır. Bu oluşumların liderlerinin fikir ve görüşlerinin sosyal,kültürel dinin hayat prensiplerini düzenleyici olumlu yönlerini kur’an ve Allah’a bağlı kalarak eksiltme ve ilave yapmadan insanlara sunması en doğru olanıdır. Şahsi görüşlerden kaçınılmalıdır. Cemaat ve mezhepler imamlarının şahsi görüş ve yorumlarını sunarlar. Onların yorumları asla din değildir.
Bakınız Allah’ın beyanına: Kendi görüş ve açıklamalarınızı benim(Allah’ın) ve peygamberin önüne geçirmeyiniz.Bir cemaat veya mezhep ehlinin görüşüne diğer mezhep ve cemaat ehlinin görüşü ters düşerse o ona göre yanlış yoldadır. İcabına göre dinden çıkmış gibidir. Olmaz böyle şey.Din ancak ve ancak Kur’an hükümleri peygamberin sünnet ve hadisleridir.
Allah insanları iki cins halinde yaratmıştır. Erkekler ve kadınlar. Günümüzde erkek hakimiyeti hüküm sürerken, kadınlar sosyal hayatta güçlenmeye ve yer almaya başlamıştır.Onları çarşafa sokarak, eve kapatarak kimsenin mahremiyetini sorgulamak çağımıza uygun olmayan bir durum. Kadınlar üzerindeki bu ve buna benzer baskılar din emri olmayıp Arap kültürünün etkisidir.
İster erkek ister kadın olsun namaz herkese farzdır. Yani farz olan beş vakit olanıdır. Erkekler gibi kadınlarda camiye gidebilir. Vakit namazını kendilerine ayrılan yerde ve asma katta ayrı safta erkeklerin arkasında yer alarak eda edebilirler. Cuma namazına da gidip kılabilirler bu namazda sadece erkeklere özel bir namaz değildir. Kadınlar cenaze namazlarına iştirak edebilirler. Burada ayrı ve arkada saf tutmalarına bile gerek yoktur. Çünkü cenaze namazı ayakta eda edilen bir duadır. Ama en eftali arkada saf tutmalarıdır.
Kadınlar camide yalnız iseler ve evlerinde başları açık namaz kılabilirler. Nur suresi 31 ci ayetinde başınıza örtünüzü koyun emrine uyarak kalabalık yerde örtülerini başlarına alarak namazlarını eda ederler. Hiçbir zaman siyasi simge halini almış olan örtünme çeşitlerini örnek alıp din dışı kurallara uymamak şartı ile.
Burada şunuda belirmek istiyorum. Namaz vaktinde ve süreleri içinde kılınmalıdır. Çünkü Oruç ibadetinde kaza etme durumu vardır. Belli sebeblerden dolayı. Ama namaz için böyle bir izin yoktur. Namazın kazası yoktur. Bakınız seferi iseniz farzların yarısını kılmaya izin var. Eğer su yoksa yani abdest alamıyacaksanız temiz toprak la teyemmüm etmeye cevaz var. Vakit darlığından veya bazı sebeblerden eda edeceğiniz öğle ile ikindi, akşam ile yatsıyı birleştirip kılmaya cevaz var. Hatta savaş halinde bile geride tetbir için görevli bırakıp namaza devam edilmesi emrolunuyor. Sonra kaza edilebileceği hiçbir sure ve ayette konu edilmemektedir.
Bütün bunları dikkate alınca namazda kaza olsa idi bunlara gerek olmazdı. Olumsuzluklar kalkınca eda ediniz denirdi. Su olunca kazaya, seferilik bitince kılınmasına vakit ve önemli sebeb bitince kılınmasına oruç ibadetindeki gibi cevaz verilirdi. En doğrusu ve geçerli olanı vakti içinde namazı kılmaktır.
Dinin direği olarak vasıflandırılan namaz ibadetinden Allah hiçbir iman ve inanç sahibini mahrum bırakmasın.AMİN.
DURMUŞ KARABAĞLI
2010 |