www.birharf.net. Edebiyat ve Kültür e-dergisinin düzenlediği \"TÜRKÇE AĞZIMDA ANNEMİN AK SÜTÜ GİBİDİR\" konulu Nesir yarışmasında 3.lük almıştır .
Merhaba güzel Türkçem, varlık sebebim...
Seninle ilk tanışmam 1965 yılının sıcacık bir haziran gününde olmuş. Sonrasında seni tanımakla kalmayıp, konuşmaya da başlamışım .Söylemeyi başardığım ilk sözle Babanın şefkatinin ve yüceliğinin heyecanını tatmışım.
Serin serin dökülür gibi yüksek tepelerden, sesinin duruluğunda yaşarım en güzel tümcelerin anlamını..
Bazen çocuğuma, çocukluğuma seslenir gibi, bazen annemin elini öper gibi sevinirim seninle söylenen sevgiye dair her sözcükte .Kulağımı, ruhumu okşayan, her mısrasında kimliğimi bulduğum şiirlerimin dilisin sen...
Ozanların sazında türküleşirken, şairlerin sözünde şiirleşirsin...
Vatan adıdır seslenişler, öylesine değerli, öylesine güzel ve öylesine eşsiz..
Sonrasında hoş deyişlerinle hoş gelinir gönüllere.Sohbetler başlar, insanlar birbiriyle kaynaşır, tartışır ve anlaşır. Öğretmenler anlatırken öğretir ama bunları yaparken hep seni konuşurlar anamın ak sütü gibi helalsin bana Türkçem.Yahya Kemal Beyatlı ne kadar güzel ifade etmiş \"Türkçe Ağzımda Anamın Ak sütü Gibidir\" diyerek arılığını vurgulamamış mı, yada nasıl biz olduğunu, bizim olduğunu...
Şimdilerde pek bir incitir olduk seni , kısa yoldan dönerken dert anlatma telaşımızdan olsa gerek, hepten kuşa çevirmekteyiz göz göre göre. Pek bir yabancı seslenir olduk toplumca, hello-bye bye-ok... Oysa sen de hiç fazlalık yok ki.En zarif halinle inci gibi sıralanırsın yazmayı bilen elden , konuşmayı bilen dilden .Gene de bile bile üzüyoruz seni Türkçem.
Tarihin içinden sana bakarken, Atatürk\'ümü görürüm kara tahta başında gururla bana –bize has bir dil öğretirken .Dünyada Türkün de bir dili var dercesine sabırla harfleri sıralıyorken gözleri kim bilir nasıl gülüyordu o an Atamın !
Nice şair seninle dökmüş yürek seslerini beyaz sayfalara, hatta sayfa bulamayıp da Atilla İlhan , pantolonuna seninle yazmış şiirlerini.
Mahur Beste\' yi seninle dillendirmiş
Bir yangın ormanından püskürmüş genç fidanlardı Güneşten ışık yontarlardı sert adamlardı Hoyrattı gülüşleri aydınlığı çalkalardı Gittiler akşam olmadan ortalık karardı. Nazım Hikmet Ran seslenmiş Varna dan \"Memleketim \"diye . Memleketim, memleketim, memleketim, ne kasketim kaldı senin ora işi ne yollarını taşımış ayakkabım, son mintanın da sırtımda paralandı çoktan, Şile bezindendi. Sen şimdi yalnız saçımın akında, enfarktında yüreğimin, alnımın çizgilerindesin memleketim, memleketim, memleketim... Necip Fazıl Kısakürek seninle \"Beklenen\" demiş billur gibi Türkçesiyle.. Ne hasta bekler sabahı, Ne taze ölüyü mezar. Ne de şeytan, bir günahı, Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni, Yokluğunda buldum seni; Bırak vehmimde gölgeni, Gelme, artık neye yarar? Türklerin, Türkiye\'nin ,dünyada var oluşunun bir başka adı oldun \"Türkçe/ dil\" olarak anılmakla...
İlk beşiğimde ninniler söylerken annem, masalları seninle anlatırken sevgi dolu sesiyle düşlerimi annemin dilinden dinledim konuştuğu dil sendin, sevgiydin .Büyüdükçe Türkçe\'yi konuşurken kendi öz kültürümü, kendi medeniyetimi oluşturmuştum.
Ve bir gün yürek sesimde -Var Oluş Sebebim- diyerek ben anneme Türkçe seslendim Atamın duyduğu gururla...
Gururla konuştuğum Türkçemsin dilimde, Sen benim geçmişimsin Yüzümdeki her çizgimsin.
İlelebet konuşulacaksın dünya yüzünde.Seninle söylenen her söz dünyaya barış sesleri olsun.
Ne Mutlu Türkçeyi Düzgün Okuyup, Yazana ve Konuşana.
Hava Köseoğlu
|