KARADENİZ’İN KRALI

Bir varmış, bir yokmuş; evvel zaman içinde, kalbur saman içinde; karasinekler çöllerde deve,
mandalar göllerde timsah kovalarken senenin altı ayı gece, altı ayı gündüz olan kuzey kutbunda
bir hamsi topluluğu varmış. Başlarında Kral bulunan bu topluluk barış içinde huzurluca yaşarlarmış.

Yıllar, yıllar sonra büyük bir fok sürüsü kuzey kutbuna gelmiş. Hamsi topluluğu onları “Oh, ne güzel,
bize yeni komşular geldi.” diyerek güler yüzle karşılayıp onların yeni yerlerine yerleşmelerini sağlamışlar.

Hamsilerin onca iyi niyetlerine rağmen fokların gelmesiyle birlikte kutbun huzuru kaçmış. Çünkü foklar,
hamsi yuvalarını tahrip ediyor; onların yavrularını dövüyor ve kavga çıkarıyormuş. Her ne kadar Hamsiler
Kralı “Burası hepimize yeter, birlikte kardeşçe yaşayalım.” dediyse de Foklar Kralı, bu sözlere kulak
asmamış. Sonunda da olan olmuş ve foklarla hamsiler arasında savaş çıkmış. Kıyasıya bir savaş olmuş
lâkin sonunda hamsiler foklara yenilmişler.

Hamsiler Kralı, ordusundan sağ kalanlara:

—“Kardeşlerim! Ne yazık ki savaşı kaybettik. Artık burada yaşama şansımız kalmadı. Bizim yeni bir
yurt bulmamız gerek. Bunun için Denizler Padişahı’na gideceğiz. Haydi, hepiniz peşimden gelin!” demiş.

Aylarca yol aldıktan sonra Atlas Okyanusu’ndaki Denizler Padişahı Balinanın ülkesine varmışlar.
Oraya varınca sınırda muhafızlık yapan köpek balıkları ordusu bunları durdurmuş. Onların başındaki
Köpek balıkları Kralı:

—“Durun!  Buradan ilerisi Padişahımızın özel mülküdür, daha ileriye geçemezsiniz.” demiş.

Hamsiler Kralı, Köpek balıkları Kralı’na durumu anlatmış ve:

—“Zaten biz de onun yanına gelmiştik.” demiş.

Köpek balıkları Kralı:

—“Öyleyse önce kendilerine bir haber verelim.” demiş ve genç köpek balığına dönerek: “Git, bak bakalım.
Padişahımız öğle uykusundan kalkmış mı? Eğer kalktıysa durumu anlat ve padişahımızın görüşme için uygun
olup olmadığını sor.” demiş,

Genç köpek balığı: “Emrin başüstüne!” diyerek hızla uzaklaşmış.

Köpek balıkları Kralı,  Hamsiler Kralı’na:

—“Savaş nasıldı?” diye sormuş.

O da:

—“Çok kanlı bir savaştı. Kahramanca çarpıştık ama küçük olduğumuz için foklara gücümüz yetmedi.”
demiş.

Köpek balıkları Kralı:

—“Padişahımız, fokları bu huysuz tutumları yüzünden Güney Kutbu’na sürgün etmişti. Biz de eşlik
ediyorduk. Ekvator’a vardığımızda büyük bir fırtına çıktı. Göz gözü görmez oldu. O karışıklıkta elimizden
kaçtılar. Biz onların güneye doğru gittiğini düşünerek o tarafta aramıştık ama bulamamıştık. Demek ki
ters yöne gitmişler.” demiş.

Biraz sonra genç köpek balığı soluk soluğa gelmiş:

—“Padişahımız biraz sonra onları kabul edecekler.” demiş.

Köpek balıkları Kralı:

—“Üzerinizi düzeltin, padişahımızın huzuruna böyle çıkamazsınız. Sizi bu halde görürse çok kızar.”
demiş.

Hamsiler Kralı, Köpek balıkları Kralı’na dönerek:

—“Aylardır yollarda olduğumuz için doğal olarak perişan olduk.” demiş.

Üzerlerini düzelttikten sonra Denizler Padişahı Balina’nın huzuruna çıkmışlar. Hamsiler Kralı, başlarından
geçenleri olduğu gibi anlatmış ve: “Size geldik, bundan sonra karar sizin. Emrinizi bekliyoruz.” demiş.

Padişah Balina:

—“Neden bana daha önce haber vermediniz? Foklar, kaçak bir toplumdur. Her yerde huzursuzluk
çıkardıkları için ben onları Güney Kutbu’na sürgün etmiştim. Yolda muhafızlık yapan köpek balıklarının
elinden kaçmışlar. Demek, şimdi Kuzey Kutbu’ndalar. Hemen köpek balıkları ordusunu göndereyim de
onları oradan çıkartıp senin tahtını geri vereyim.” demiş.

Hamsiler Kralı da:

—“Bir krala, tahtını başkasına borçlu olması yakışmaz. Ben oraya dönmektense yeni bir yurda
yerleşmek isterim. Bize öyle bir yer göster ki orada sonsuza kadar yaşayalım ve orası bizimle birlikte
anılsın.” demiş.

Padişah Balina:

—“Nasıl bir yer istiyorsunuz?” demiş.

Hamsiler Kralı:

—“Bizim ülkemizde altı ay gündüz, altı ay da gece olurdu; o uzun gecelerde yavrularımız yollarını
kaybediyordu. Sularımız da buz gibiydi. Gideceğimiz yerin suyu o kadar soğuk olmasın ki yavrularımız
üşütüp hasta olmasınlar. Mevsimlerimiz de iki değil dört tane olsun.” demiş.

Padişah Balina, çevredeki balıklara sormuş:

—Böyle bir yer biliyor musunuz?

Yunuslar Kralı öne atılmış ve:

—“Ben biliyorum. Tam isteklerine uygun bir yer… Tek giriş kapısı olan ve her tarafı kapalı bir deniz.
Orada hem dört mevsim yaşanır hem de suyu serindir. Orada bunları başka balıklar rahatsız etmez.”
demiş.

Padişah Balina:

—“Peki, oraya varmak ne kadar sürer?” demiş.

Yunuslar Kralı:

—“Yol bir hayli uzun ama gidilmeye değer. Her toplum, tarihinde bir kez göç etmiştir. Oraya sağ
salim varmaları için biz onlara eşlik edebiliriz.” demiş.

Padişah Balina, Hamsiler Kralına:

—“Beni iyi dinleyin! Bakın, yeni bir ülkeye gidiyorsunuz. Gittiğiniz yere barış götürün. Dostlukta
örnek olun. Şimdi birkaç gün dinlenip yol için hazırlanın, ondan sonra gidersiniz.” demiş.

Hamsiler Kralı:

—“Merak buyurmayın padişahım. Sizin bize gösterdiğiniz yeri öyle bir hale getireceğiz ki orası asırlar
boyu hep bizimle birlikte anılacak.” demiş.

Vezir balina, Padişah Balinaya:

—“Padişahım, foklar cezasız mı kalacak?” diye sormuş.

Padişah Balina da:

—“Şimdi onlarla uğraşacak zamanımız yok. Zaten yaşanması zor bir yere gitmişler. Dilerim ki hamsileri
yurdundan eden foklar bir gün başkalarının zulmüne uğrarlar da orada rahat yaşayamazlar. Hamsiler
ise sonsuza kadar dostluğun örneği olarak anılırlar.” demiş.

Hamsiler, birkaç gün sonra Yunus balıkları eşliğinde yola koyulmuş; aylarca yol almışlar. Önce Cebelitarık
Boğazı’nı geçmişler. Ondan sonra da Akdeniz’i ve Ege Denizi’ni boydan boya kat etmişler. Çanakkale
Boğazı’nı geçip Marmara Denizi’ne geldikleri zaman hamsilerin bir kısmı yorulmuş. Yola devam edemeyecek
durumda olanlar orada kalmış. Diğerleri yola devam etmişler ve İstanbul Boğazı’nı geçerek Karadeniz’e
ulaşmışlar. Karadeniz’i gördüklerinde Hamsiler Kralı:

—“Tam aradığımız gibi bir yer. Artık bu deniz hep bizimle birlikte anılacak. Burada dostça yaşayacağız.”
diyerek burayı gösterdikleri ve kendilerine eşlik ettikleri için Yunus balıklarına teşekkür etmiş ve onları
uğurlarken de “Ara sıra ziyaretimize gelin. Sizi ağırlamaktan mutluluk duyarız.” demiş.

İşte o günden bu yana Foklar, Denizler Padişahı Balina’nın bedduasından dolayı acımasız insanların
saldırısına uğruyormuş. Hamsi ile Karadeniz ise birlikte barışın örneği olarak anılıyormuş. Bazen de
Yunus balıkları onları ziyarete geliyormuş.

ALi İRŞİ İRŞADİ