Benim gözümde hüzün...doğuştan itibaren var olan,çocuklukta farkedilmeyen,büyüdükçe yaşadıkça farkedilen, geliştirilen,gözlerde yaşanılan,yürekte hissedilen birikmiş yaşantıların,hatıraların dilsiz dile gelişi,duyulamayan sessiz çığlığı,kimsesiz halidir. Bize kendimizden ve yaşadığımız gerçeklerden seslenir. Maneviyatımızın zengin dağarcığıdır. Eski yaşantımızla yeni yaşantımız arasındaki varılan yolun toplamıdır. Hayat yolundaki sevgiler sevinçler,elemler kederler,gelenler gidenler,ah lar vah lar,işler aşlar telaşeler,kavuşmalar,ayrılıklar ölümlerdir yaşanan! Bir film şeridi gibi gelir geçer gönül kervanından! Hüzün karamsarlılk,üzüntü sıkıntı,hastalık hali de değildir. Kendi kalabalıklığının sarhoşluğunda,bi hoşluğundadır. Seni hiç sıkılmadan dinler,anlar. Masum bi çocuğun mahsun bakışı gibi bakar. Yüzü yüzün en doğal spontan halidir. Söylenen tüm şarkıları türküleri içtenlikle dinler. Duyulamayan sesi bi çığlıktır aslında ama o susmayı tercih eder. Kavis yapmış kaşlarının altındaki kirpikleri nemli,gözleri buğuludur. Genellikle bir eli yüzünde düşüncelere dalar durur. Ayakları vardır ama bi oturduğu yerde oturur kalakalır,yürüse de bastığı yeri yurdu bilmez. Bölünmüş yalnızlığında yüzünde birden tatlı bi tebessümü bile görülür. Durgundur,ürkek değildir ama derin dalışları vardır hülyasına dalan. Hüzün insanın kendi dünyasında yaşamayı öğrenmesi,bilmesi,analizidir. Ahestedir. 'Dünya yansa umurunda olmaz'gibi görüntüsünün aksine her şeye duyarlıdır,hassastır,yarı kırılgan yarı alıngandır. Telaşsızdır,korkuya kapılmaz,öfkeli de değildir. Kimseyle yarışmaz,küsmez,dargın da değildir,kendindedir. Hüzünün rengi de gridir. Hayatın yalnızca yeşillerden,mavilerden,toz pembelerden olmadığını bize gösterir. Hüzünde siyahlar beyazlar karışmıştır. Uçamayan kanadı gönlü kırık bi kuştur o! -AYLA CERMEN TÜFEKÇİ-
|