Esmer kelebeğim şimdi; ne hallerdeyim bilmiyorsun, sana nasıl alıştığımı seni nasıl aradığımı. hasretinle yandığımı, mütebessim yüzümün hiç gülmediğini bilmiyorsun...
Kelebeğim ; seni aramamak için, kendimle nasıl mücadele ettiğimi, kendimce nasıl haklı sebepler uydurduğumu Duygularıma, nasıl prangalar vurduğumu bilmiyorsun...
Halbuki, sen açmıştım bu derdi başıma sen musallat etmiştim saka kuşunu Rengarenk uçuşan kelebekleri, hafif bir yelde, kaçıp gitmek, savrulmak var mıydı? git demekle, gitmek var mıydı? bilmem ki.. bu sendeki sevda nasıl bir sevdaydı?
Gittiğin günden beri, dersini almış çocuk misali, kapattım kendimi, hemen herkese, konuşmuyorum, çok yazmıyorum, hiç gülmüyorum, varla, yok arasında, bir yerlerdeyim sanki...
Biliyormusun, Her şarkı sana, Her ezgi sana Her şiir sana.. sevda adına yazılan tüm yazılar sana çıkıyor Şu günlerde... Ah be! kelebeğim Yok olası bedende, Olmayası sevdanla yaşamak ne kadar zormuş meğer…
Hani o ; Son sözlerin var ya, sevdamı hiçe sayan hani o ; beni hiç anlamamış olan anlamsız, içeriksiz kifayetsiz sözlerin, var ya, beni şaşırtan, beni geri çeken, kendime getirten, bu kadar duygusuz olunur mu ? dedirten, o sözlerin var ya, Beni senden, seni benden alıp götüren o sözlerin, yüreğime bir ok gibi saplandı, aslında o sözlerinle, intihar ediyordun, nasılda kıydın, sevdalı gönlüne, nasıl da kıydın, sevdalı şiirlere nasıl da anlamadın, saka kuşunu, alaca ceylanları, sevdayla üreyen kelebeklere nasıl da kıydın... bilmiyorsun... |