08.06.2014

Mucizeyiz Vesselam…

Biz insanoğlu mucizeler içinde yaşadığımızı fark etmemiz gerekir…Şu asrın bilgileri ışığında başlı başına uzayın varlığı  ve dünyanın bu karanlık görünen  kainatta bir boşlukta dönüyor olması mucize değil de nedir?

         Yer kadar , yerin altının,denizlerin,okynusların  da ayrı bir dünya olması,gece-gündüz-mevsimlerin biribirini kovalaması ,yeni doğan bir bebek,büyümek,yaşlanmak mucize değil de nedir ?

         Çisil çisil yağmurun yağması,bazen de kafamıza buz parçalarının -dolunun- düşmesi,her biri ayrı şekildeki kar tanelerinin,uçuşup,yeryüzünedüşmesi,konuşmamız,düşünmemiz,yazmamız,alet yapabilen bir varlık olmamız mucize değil de nedir ?

         Mucizeleri uzakta aramamak gerek. %99’unun su olduğu bilinen gözlerimizle bu eşsiz güzelliklerin farkına varmamız ,görmemiz, belirli bir duyma eşiğinde duymamız - yörelere göre farklı algılanan seslerin aslında hep bir olduğumuzu göstermesi- hissetmemiz- de mucize değil de nedir ?Mucize arıyorsan kendine bak ! diyor ya bir düşünür. Her bir insanın damarları,hücreleri bir uzay gibiyken dışımızda da böylesi bir uzayın olduğunu şaşırarak gözlemliyoruz.

         Evet belki de merak ;şaşırmakla başlıyor,ne dersiniz ?

         Merak etmek,öğrenmek ,öğretmek tıpkı yenilenen hücrelerimiz gibi yerimize geleceklere işlevleri anlatmak değil de  nedir ?

         Bizler birer mucizeyiz…ellerin yoksa ayakların var,gözlerin yoksa kulakların var,hiçbirisi yoksa sevdiklerin,hislerin var…Kısacası havadan tutun da gökyüzünün kızıllığını oluşturan tozlar bile bize “sunulmuş bir armağan”…

         Sivrisinek ne kadar ki 47 dişi varmış,kelebekler ayaklarıyla tat alıyormuş,kediler ultrason sesini duyuyormuş,Kediler 100 değişik ,köpekler ise 10 değişik ses çıkartabiliyorlarmış.Timsahlar daha derine batmak için taş yutarlarmış….Kedi otu denilen otu kedilerin başı ağrıdığında yediklerini de duymuşsunuzdur…

         Hele hele binlerce metni bir flasha aktarmak ,insan beyninin mucizesi değil de nedir ?

         Günümüz teknolojisiyle artık dünyanın öbür ucundaki bir kişisiyle görüntülü görüşebiliyor, insansız uçan uçaklarla fotoğraflar çekilebiliyor,tek kumandayla evimizdeki pek çok aracı çalıştırabiliyor hatta hatta izleyebiliyoruz. İnsan ömrünün  giderek uzadığı bir dünyada yaşıyoruz. Ne mutlu bize ki yarına  bir şeyler bırakabiliyoruz.

         İnşallah kendi zenginliğimizi dışlayıp,metalden yapılmış düşünce aktarma aracı (bilgisayarları)-olumsuz bir şekilde içselleştirmeyiz ve bir düşünürün de belirttiği gibi aya ayak basılan ,uzaydan fotoğraf çeken uyduları olan bir çağda yakınımızdaki “komşumuzu” unutmayız…TEŞEKKÜRLER !       

                                                        HALİDE EDİP AVCI- SAAT: 18:39